Zengin Hint Kültürü ve Pi'nin yaşamı

Hindistan sineması yükselişini sürdürürken bazı popüler filmlerini izleme gereği duydum.Özellikle PK filminde ki performansları kayda değerdi.
Pinin Yaşamı ise bir çok açıdan değerlendirilebilirdi.

Bizlere Hindistan'ın (1 milyardan fazla insanın) ineğe taptığı öğretildi.Bu şekilde dinimizin ne kadar büyük olduğunu anlamamız istendi.
Başka dinlerin alçalmışlığı gösterilerek,büyük olduğunu düşünen bir din anlayışı,cahil din adamlarınca dayatıldı.

Pi'nin yaşamı isimli filmde ıssız okyanus da bir kaplanla ile baş başa kalan genç açlıktan ölmek üzereyken "Tanrısı"(Allah) bir balık olarak geliyor ,duaya karşılık veriyordu. Kuran'a göre ise Rezzak sıfatı ile karşılık veriyordur.Okyanus da bir başına kalan genç bu balığı Tanrısı olarak kabul edip hayatta kalmaya devam ediyordu. Akabinde canlı bir ada olarak gelen yardımı da yaratıcısından ve daha ötede yaratıcısının yardım etme biçimi olarak biliyordu.

 

Toplumumuzda ise ,o şükrü ve bakışı elde etmek için,yığınla kitap okumak,yıllarca cemaatlerde tasavvuf eğitimleri almak gerekiyordu.

Hindistan'ın evrensel anlam da kabul görmüş dinsel bakış açıları,hadislerle sentezlenince Tasavvuf kültürü daha fazla insan tarafından kabul gördü,benimsendi. İmam'ı Rabbani ile de tam bir yayılma yaşadı.

Bu kültür de önemli ivmeler kazanılabilir. Ancak Kur'ana kör kalmamak kaydı ile. Kur'anı Mürşid kabul etmek kaydı ile. Ve subhan Allah dairesi çizerek bu kültür yaşanılabilir ki zaten bu kültür için tek bir tarif de yoktur. Her cemaat lideri kendine göre,kendi merhalesine göre bir tarif ortaya koymuştur.Ve manalar o kadar kaygandır ki,sonunu görmenize imkan yoktur. Sonu görmek sınırsızlığı kabul etmek olarak karşınıza çıkar. Bu yüzden de sayısız "tasavvuf" tarifine ulaşırsınız.
Dereceler,katlar,anlayışlar,haller ve daha nice anlaşılması zor mevzular sizi bekler.
Tıpkı Hindistan'ın din kültüründe ki çeşitlilik gibi zengin çeşitlilik görürsünüz.Tabi suistimal de.

Bir bilinmeyeni,başka bir bilinmeyenle açıklayan kişileri,cemaatleri,grupları gördüğünüzde oradan kaçın.Oradan size hayır gelmez.

Sadece Çin ve Hindistan'ın İlah kültürünü değil elinize geçen her bilgiyi Kur'an ile sentezleyip geçmiş tecrübelerden,yaşanmışlardan istifade etmek aklın gayesine uygundur. Buna bağ kurmak deriz. Zaten akletmek,link vermek,bağ kurmak manası taşır.
Hadis olduğu iddia edilen bilgilerle başka kültürlerin ilah inancını sentezlemek beraberinde daha büyük karmaşa ve daha büyük,daha güçlü problemler ve kaos getirir.

“-Beni gören Allah'ı görmüştür.” Subhan Allah nerde?
“-Zamana sövmeyin, çünkü zaman Allah’tır." Hani subhan Allah diyecektik.

"O, ilk ve sondur; görünen ve görünmeyendir."57:3

Bu kadar açık ve nettir. Bu sıralamalardan birini almak ve onu bayrak yapmak hem doğrudur hem eksiktir. Ancak eksik olması doğru olmasından daha büyüktür.Bu açıdan Subhan Allah deriz.

"Nereye yönelirseniz Allah'ın yüzü oradadır. "2:115

Doğuya yöneldiğinde bileceksin ki batı var,güney var,kuzey var,hepsinin ortası var. Bu yüzden subhan Allah diyeceğiz. Allah'ın doğuda olduğunu işaret etmeyeceğiz.Doğu da olsa Allah doğu da derdi. Aba altından sopa gösterir gibi,hırka,cübbe altından doğuyu(?) göstermeyeceğiz.

Onu görünce,gördüğün şeye kayıtlamamak için subhan (münezzeh) Allah denir.

A.K.