Ahmak bir topluma dönüşüyoruz.

Ahmak bir topluma dönüşüyoruz.. Bir tarafta gelenek dininin mensupları,diğer tarafta on onbeş uyduruk hadis,on onbeş fetva,on onbeş haber,üç beş çekme ayet,yirmi otuz çatışma konulu yotube videosu ile bir din yaratıp bir süre sonra kendi anlayışları doğrultusunda inşaa ettikleri bu dine düşman olan aklı az, görüşü kısa, basiretsizler var.

Bu basiretsiz grup sadece din değil birde adını Allah koyduğu bir tanrı yaratır. Her an terk edeceği ve henüz çözemediği bir çok çelişkisi olan bu Tanrıyı gelenek dininin Allah'ı zanneder.

Bu zan ile gelenek dinini yerden yere vururlar. Hoş,gelenek dininin "milyondan fazla hadiside" olunca kusursuz bir kınamalık,kızmalık seçmece ortaya çıkar..

Basiretsiz gurubun bir çoğu zamanla yaratııkları tanrıyı inkar eder.

Kader meselesi anlayışları ise tam bir çarpıklıktır. 
Laf söz anlamazlar. 
Çünkü iyi niyete giden yolları yarattıkları dinin ve tanrının çalışkileri tıkar.

Kur'an; Allah için "emsalsiz" yani benzersiz yaratan tabiri yaparken, bize aklımızı kullanma davetiyesi yapar. 
Yani her insanın özel bir seri numarası bulunur.Sadece insan değil,ağaçtan toprağa,kuşlardan balıklara kadar.. 
Yaratılan her şeyi "muhsi"(?) olan Allah tarafından numaralandırılır.

Allahın bu durumu onun matematikçi sıfatını bildirir. 
Matematikçi ve sayıları vardır.
Sayılar; bölme,toplama,çıkarma,çarpma gibi temel kuralalrı dahi bilmedikleri halde matematikçiyi yani Muhsi olan'ı 3+5 in sonucunu bildiği için suçlamaya yeltenirler..

Üç sayısı yedi sayısının yanına gidip matematiğin bir sistemi olan çarpmaya yazıldığında matematikçi karşısına yirmibir yazar. 
Matematikçiden beş yazması beklenemez.

Ancak basiretsiz toplum bu kadar açık ve net olan "kader" konusunu deşerde deşer.. 
Niye beş yazmadı? 
Gelenek dinine saldırarak kendini tatmine başvurur.

Karamanda haberlere konu olan ve dava süreci devam eden tecavüz sorunu,bir din veya vakıf veya bir okul sorunu değildir.

Dünyanın her yerinde hasta ,gizli açık sapkınlıkların esiri olan canlılar bulunmaktadır.

Hasta ve gizli bir piskopatın davranışını sapkın bir kader bakışı ile okumak doğru değildir.

Allah ateş sıfatı ile önüne gelen kuzuları pişireceğine iman etmek kadere iman etmektir. Yine su sıfatı ile o ateşi dindireceğine inanmakda kadere iman etmektir.

Allah yapıyor demektir. Onyedi ile yirmibirin toplanması veya çarpımı gibidir. 
Duygusal bir farkındalık yaratarak olayları değerlendirmek sizide ruh hastası yapar.

Allah'ın sıfatlarını bilmeyen veya eksik bilenlerin yani müşriklerin değerlendirmleride eksik olacak ve hep bir savaş yaratacaklardır.

Cehennemleri bu yüzden sönmeyecektir.

Adem Korkmaz